SIRIKLA
YÜKSEK ATLAMANIN BİOMEKANİKSEL YÖNDEN İNCELENMESİ
Geoffery H. GDYSON O.B.E. Çeviri: ilhan ODABAŞ – Meşure AYDIN
SIRIKLA
ATLAMA
Mekanik
kuralları bilmeden sırıkla atlama,alfabeyi bilmeden okumaya benzer. Atlayıcı
sırığını yerleştirdiği zaman doğrusal hareketten açısal doğrultudaki harekete
geçer ve bağımsız olarak önce sırığı büker, ikinci harekette sırık kendi ekseni
etrafında hareket eder.
İyi bir
atlayıcı sırık dikey pozisyona gelmek üzere iken üstteki kolu ile ağırlık
merkezini kollayarak bu iki hareketi koordine eder. Bunun için,yükseklik
kazanmada atlet iki hareketten daha fazlasını yapmak zorundadır. Kalçasını ve
bacaklarını yukarı doğru savrulması ayarlanmış bir zamanlama ile atlayışı
gerçekleştirir.
Şekilde
gösterildiği gibi atlayıcının istenilen yüksekliğe çıkabilmesi için sırıkla
kazan arasındaki açı ayarlamasını iyi yapması gerekir.(Şekil 1). (Temel kuralları göz önüne
alacak olursak sırığın eylemsizliği ve küçük ağırlığı dikkate alınmaz).
İkinci olarak, atlayıcının başarısı onun açısal ayarlamayı iyi yapmasına ve kullanmasına bağlıdır.
Atlayıcının açısal doğrultudaki
zamanlaması şunlardan ibarettir (Şekil 2)
a) Vücudun
açısal doğrultuda zamanlaması kendi ağırlık
merkezinin ekseni ile aynı olması (Bu koşu sırasında ayakların rotasyonu ile
olur.)
b)
Kendi ağırlık merkezinin açısal zamanlamada büyük rol oynadığıdır (Şekil 3).
Açısal
momentum doğrusal ölçülerde açıklanabilir, bu açıklama atletin diş nokta
üzerinde olan hareketi ile en iyi şekilde yapılır. MVR-(M=Atletin ağırlığı, V=Atletin
hızı, R=Atletin ağırlık merkezi ile kazan arasındaki uzaklık)nin ölçümü
dikey olarak atletin koştuğu yere sağ taraftan yapılır (Şekil 4a)
Atlayıcının
havadaki becerileri başka bir temel faktördür. Başarılı bir yükseliş için çıtayı dikey
olarak geçene kadar ağırlık merkezini devamlı yukarı taşımak zorundadır.
Atlayış başladıktan sonra büyük bir kuvvet (Kişinin kendi ağırlığından ve
kazandan yatay uzaklığından oluşur) atlayışı engellemek ister ve bununla olayı
açısal zamanlamada, bir kayıp olur. Bundan yatay uzaklığı mümkün olduğu kadar
çabuk kapatmak gerekir, bilhassa sıçramadan hemen sonra (Şekil 4b).
İyi bir
atlayıcı açısal momentumu geçici olarak,salınarak sağlar. Atlayıcı, sıçrama
ayağını düz tutarak vücudunu yukarı kaldırır. Bu süratli yükselme ile ağırlık
merkezi aşağıda tutulur. Böylece vücut ağırlık merkezindeki azalma mesafeyi
azaltır ve hizdan bir şey kaybedilmiş olur (Şekil 3b)
Atlayıcı
atlayış sırasında vücudunu yukarı doğru iterken aşağıya doğru herhangi bir
hareket yapmaktan sakınmalıdır.
Fiber-glass'tan
yapılmış olan sırık hem temasın şokunu azaltır hem de yatay hızın düşmesini
önler. Sırığı iyi kavramakta fayda vardır. Sırık gergin tutulan kol ile geriye
çekilir ve diğer kol ile ileri doğru sıçrama yapılır. Atlayıcı tüm bu
hareketler sırasında vücudunu sırıktan uzak tutmak zorundadır. Atlayıcı
sıçrayışa geçtikten sonra sırık geriye doğru çekilir ve vücut ayaklarla beraber
yukarı doğru itilir. (Şekil 5) Bu hareket vücudun yukarı çekilmesini hızlandırır.
Vücut
yukarı doğru hemen hemen dikey,sırığa uzak olmalı ve ayaklar önde tutulmalıdır.
Koşu
sırasında artan kinetik enerji ağırlık merkezinin yer değiştirmesinde
kullanılabilir. Bu enerjinin bir kısmi sırık kazanı ile temas ettiğinde, bir
kısmi atletin sıçrama ayağının geriye doğru hareket etmesi ile ve bir kısmi da
sırığın bükülmesi ile kullanılmalıdır. Buna ilaveten atlayıcının çıtayı geçmesi
için yeterli miktarda yatay hızının olması gerekir (Şekil 6).
Daha
hızlı bir koşu atletin
sırığı daha iyi kavramasını sağlar. Bu da merkezkaç kuvvetin kontrol edilmesine
bağlıdır. Dolayısı ile bu da hızdaki artma koordinasyonunu bozmadığı zamanda
olur.
Bükülebilir
bir sırık, bükülmeyen sırığa göre daha yukarı tutulabilir ve atletin boyu,
ağırlığı, çevikliği, rüzgarın yönü ve gücü, koşulları yer (zemin), atletin
formu ve motivasyonu sırığın kavramasında etkenlerdendir.
Atlayıcı
sırığı becerebildiği kadar kavramak zorundadır. (örneğin; sırık en yukarıda
iken, yukarıdaki eli ile yer arasındaki mesafedir. Bu mesafede atletin boyunun
iki misli ve 0,60 m'nin ilavesidir.)
Uzun
boylu ve uzun bacaklı atletin ağırlık merkezleri sırığı kavramalarına göre
düşük olur. Aynı zamanda kısa boylu atletlere daha fazla merkezkaç kuvvetini
geliştirmesi
gerekir. Bu da daha fazla kuvvet ve hız demektir.
SALINMA: Atlayıcı kazan ile kendisi arasındaki yatay mesafeyi azaltmak için ilk olarak ağırlık
merkezinde düşük bir pozisyon bulur, buradaki dikey hız azdır, fakat bu esnada
hemen yükselmesi gerekir. Bu yükselme esnasında sırığı biraz daha bükebilir.
Sıçrama sırasında ayaklarını yukarı kaldırır ve kolları ile sırığa yüklenir.
Kalçalar başın üzerinde olmalıdır ve başlangıçta
dizler bükülüp göğüse yapıştırılır. Sırık düzeldikten sonra biriken enerjiyi
kullanmak için atlayıcının kullanacağı en iyi pozisyon (amut) kollarının
üzerinde durmaktır. Bu durumda çıtayı geçene kadar atlayıcı ayaklarını başının mümkün olduğu kadar yukarıda tutmak
zorundadır. Çıtayı geçtikten sonra ayaklar kendiliğinden aşağıya iner.
ÇEKME-İTME: İyi bir atlayıcı sırığı çekmeyi mümkün
olduğunca geciktirir. (Bu işi erken yapmaz) Daha güçsüz ve az koordinasyona sahip atletler
sırığın geri çekilmesine karşı direnmezler ve bu yüzden boy avantajlarını kullanarak çekmeyi
geciktirirler. Çekme kuvvetli ve çabuk olmalıdır.
Vücudun
dönmesi bacak hareketi ile olur. Bu boşta olan bacak ile yapılır (bazları sol
ayakla başlayarak vücudun dönmesini sırığın sol tarafından yapar). Dönme hızı
çekme hızına bağlıdır. İtme çekmenin bir devamıdır.